merhaba yepyeni bir siteye hoşgeldiniz - köpeklerle ile ilgili haberler
 

Ana Sayfa
kedilerle ilgili ilginç bilgiler
yavru köpek seçerken...
köpeklerde öğrenme
ödüllendirme
köpeklerle ile ilgili haberler
Atlar
kelebekler
kedi resimleri
köpek resimleri
at resimleri
ceylan resimleri
kuğu resimleri
güvercin resimleri
kuş resimleri
Gazete
Ziyaretçi defteri
hatice bayraktarın özgeçmişi
HARİTA

Yeni sayfanın i
Cezalandırma

Yavru bir köpeğin elbette bir takım yaramazlıkları olacaktır. Bu istenmeyen davranışların bir daha tekrarlanmaması için genel olarak, cezalandırma ya da yüksek sesle ikaz etme yöntemlerine başvurulur. Bu noktada en önemli şey, dozu iyi ayarlamaktır. Eğer çok sert bir cezalandırma yöntemi (aç bırakmak, dövmek ya da karanlık bir odaya kapatmak gibi) izlenecek olursa, köpeğiniz hayatı boyunca sizden hep korkacak ve bu yüzden sözünüzü dinleyecektir. Bu da sevgiden çok korkuya dayalı bir itaat anlamına gelir. Bu nedenle köpeğinize fiziksel ceza vermekten kaçının. Hata yapmasını ufak tefek tedbirler alaraktan engelleyin. Ses tonunuzda yapacağınız bir takım değişikliklerle onun üzerinde hakimiyet kurun.

Yapılacak en güzel şey, daha ilk günlerden başlayarak köpeğinize "HAYIR" kelimesinin anlamını en iyi ve doğru biçimde öğretmek olacaktır. Bu şekilde köpeğinizle birlikte çok daha kolay ve rahat bir yaşam sürdürebilirsiniz.

Egzersiz

Köpeklerde enerji ihtiyacı ve yem tüketimi aktivite, yaş ve çevre ısısına bağlı olarak değişir. Köpeğinize, enerjisini sarf edecek aktiviteyi gerçekleştirmesi için yeterli egzersiz imkanı sağlamalısınız.

Yavru köpekler çok hareketli olduklarından dolayı bol egzersize gereksinim duyarlar. Egzersiz ihtiyacı yaş kadar köpeğinizin ırkı ile de alakalıdır. Örnek vermek gerekirse, bir Av köpeğinin günlük egzersiz ihtiyacı bir Terrier e göre çok daha fazladır. Köpeğinizin ırk özelliklerini inceleyerek onun egzersiz gereksinimini daha iyi anlayabilirsiniz. Ancak köpeğiniz hangi ırk olursa olsun günlük kısa yürüyüşler tüm köpekler için şarttır.

Büyük ve dev ırk köpeklerde gelişim süreci ve kemik gelişimi daha uzun sürede tamamlandığından egzersizler sınırlı tutulmalıdır. Çok uzun koşular, yüksek yerlerden atlamalar ve ağır egzersizler kemik gelişimi tamamlanıncaya kadar yapılamamalıdır.

Tüy Bakımı ve Fırçalama

Tüy bakımı köpeklerde üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Çünkü yılda en az iki kez olmak üzere tüy değiştirirler. Bahçede yaşayanlarda bu genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında daha yoğun dökülme şeklindedir ve daha kısa sürer. Fakat evde yaşayanlarda bütün yıla yayılarak devam eder.

Eğer bir beslenme bozukluğu, bir hastalık, lokal bir açılma yoksa bu tüy değiştirme olarak adlandırılır. Bizim yapacağımız onu her gün hatta yoğun tüy değiştirme zamanlarında sabah akşam olmak üzere iki defa fırçalamaktır. Bu işlem için en uygun olanı tel fırçalar ve ele geçirilebilen çeşitli eldivenlerdir.

Yavru köpeğinizi fırçalamaya ne kadar erken alıştırırsanız ileride o da siz de rahat edersiniz. Çünkü fırçalama genel bakım için beslenme kadar önemli bir işlemdir. Fırçalama yaparken köpeğiniz üzerinde gerekli olan günlük kontrolleri de uygulamış olursunuz. Bu özellikle deri problemlerine yatkın olan ırklarda sorunu erken keşfetmek bakımından önemlidir.

Fırçalama yaparken ele geçirilebilen fırça tipleriyle deriye masaj yapıp kan dolaşımını da uyarmış olursunuz.

Banyo

Sanıldığı gibi köpekler kolay kolay kokmaz ve sık yıkamak daha iyi temizlik anlamına gelmez. Çünkü köpeklerde ter bezleri yoktur. Yani köpekler patileri dışında terlemezler. Dolayısıyla tere bağlı koku oluşmayacağından bizim gibi sık olarak yıkanmaya ihtiyaç duymazlar.

Sık yıkandığında derinin Ph değeri değişir ve aslında koruyucu olan derinin üzerindeki yağımsı tabaka kaybolur, köpeğiniz mantar ve uyuz gibi hastalıklara daha duyarlı hale gelebilir. Genellikle aşılama döneminde doktorunuz yıkamaya zaten izin vermez. Daha sonrasında ise eğer deride medikal bir problem yoksa, ama yıkamak istiyorsanız ayda bir kez yıkama önerilir. Çoğu tüylü köpek sadece fırçalamakla temizlenebilir.

Yıkayacağınız zaman onu önce ılık suyla ıslatmalısınız. Bu işlem için genellikle bir küvet tavsiye edilir. Küvetin altına onun kaymayacağı paspas şeklindeki malzemeden konursa iyi olur. Doktorunuz özel bir şampuan önermediyse köpek şampuanını bir kasede bir kaç misli su ile çoğaltın. Bir sünger parçası alın. Su ile dilüe ettiğiniz şampuanı emdirip köpeğinizin üzerine sürün. Şampuanı direkt dökmeyin ve kesinlikle insan için üretilen şampuan ve sabunları kullanmayın. Köpek şampuanları insan şampuanları gibi üretilmediğinden çok köpürmesini beklemeyin. Kulağına su kaçırmamaya ve gözüne şampuan gelmemesine dikkat edin. Bunun için kulağına vazelinli pamuk koyun. Çünkü kaçan su kulakta kronik (uzun süreli) otitis externa dediğimiz dış kulak yolu enfeksiyonuna sebep olabilir. Durulamayı ılık suyla (sıcak veya soğuk olmayacak) çok iyi yapın. Eğer çok kirli ise aynı işlemi ikinci kez tekrar uygulayabilirsiniz. Sonrasında onu önce bir havlu ile silin ve fön makinesinin ılık ayarıyla (sıcak değil) iyice kurutun. Köpeklerin derileri zor kuruduğundan cereyandan uzakta bir yerde tutun ve mümkünse o gün (en azından 4 - 6 saat dışarı çıkarmayın. Kendiniz rahat yıkayamıyorsanız köpek kuaförlerinde yıkatabilirsiniz. Ancak herhangi bir nedenle farklı bir şampuan kullanması gerekiyorsa kuaföre giderken şampuanını da beraberinizde götürmelisiniz.

Diş Değişimi

Yavru köpekler 3,5 aylıktan 8 aylığa (genellikle 6. aya) kadar süt dişlerini dökerler. Yerine hayat boyu kalıcı olan ana dişler çıkar. Dökülen dişleri zaman zaman yerlere düşmüş olarak görebilirsiniz. Çoğu zaman da yemek yerken kendileri yutarlar. Bu dönemde diş kaşıntısı çok fazla olduğu için bulduğu her şeyi kemirecektir. Siz kendisine zarar vermemesi için potansiyel olarak kemirebileceği her eşyayı, sanki evde emekleyen bir çocuk varmış gibi düşünüp ortadan kaldırmalısınız.

Bu dönemde onun kemirmesi için hazır ürünler verebilirsiniz. Kalın halat şeklinde, düğümlenmiş, uçları püsküllü olan diş ve oyun ipleri, doğal malzemelerin işlemden geçirilmesiyle elde edilmiş yapma kemikler kullanabilirsiniz.

Sanılanın aksine köpeklerde diş bakımı da gereklidir. Yani onların da dişlerinin fırçalanmasına ihtiyaç vardır. Normalde tartar oluşumu 1,5 yaşından sonra başlar. Fakat daha yavruyken, fırçalamaya alıştırmak gerekir. Bu işleme en küçüklerinden çocuk diş fırçası veya köpekler için hazır satılanlardan temin ederek başlayabilirsiniz. Öncelikle diş fırçasını ıslatarak alıştırıp sonra da köpek diş macunu ile devam edebilirsiniz. Fırçalama aynı bizde olduğu gibi yukarı aşağı ve daha az olarak da sağa sola doğru olmalıdır.

Tabi ki köpeklerin dişleri sadece fırçalanarak temizlenemez. Bunun için yukarıda diş kaşıntısı dolayısıyla kullandığınız yardımcı malzemeler ve yöntemlere ilave olarak özel olarak tartar temizliği için üretilmiş mamaları da verebilirsiniz.

Sosyalleşme ve Sosyalleştirilme

Köpekler sosyal canlılardır ve her zaman yeni dostluklar kurmaya heveslidirler. Meraklı ve öğrenmeye aç bir şekilde tecrübe ettikleri her şeyi hafızalarına kayıt ederler. Bu çok önemli dönemde karşılaşmadıkları ya da kötü tecrübe ettikleri her şey, onlar için erişkin yaşamlarında, korkuyla tepki verdikleri davranışlara dönüşebilir. Bu nedenle özellikle 1.5 - 3 ay arasındaki ana sosyalleşme dönemi köpeğin psikolojik dünyasında çok büyük bir önem taşır.

Köpek yavrularının dünyaya insanlar ve yaşadıkları çevre hakkında bilgi sahibi olmadan geldikleri unutulmamalıdır. Bu nedenle köpekler; her türlü insanla (kadın, erkek, çocuk, yaşlı), hayatları boyunca karşılaşabilecekleri diğer evcil hayvanlarla (kedi, köpek..), her çeşit taşıtla (otobüs, araba, bisiklet) bu aylarda tanıştırılmalı ve çağrışımlarının daima pozitif olmasına dikkat edilmelidir.

Köpeğiniz size ve yeni çevresine alıştıktan sonra, onu diğer canlılarla tanıştırmalısınız.

Çocuklar ve diğer insanlarla kontrolünüz altında oyun oynamasına ve dostluklar kurmasına izin verin.

Aşıları tamamlandıktan sonra dış çevreyi tanımalarına olanak sağlamalısınız. Diğer köpeklerle kontrollü bir şekilde oynamasına izin vererek kendi türü arasındaki doğal ve sosyal davranışları öğrenmesine yardımcı olmalısınız.

Yavru köpeğinizi çok uzun süre yalnız bırakmayın. Bu ona aşırı stres yükleyecektir.

Kalabalık caddelerde gezdirerek çevresini kabullenmesini sağlayın. İlk başlarda havlayarak kalabalığa tepki verecektir. Ancak bir süre sonra onları kabullenecek ve yürürken diğer insanları rahatsız etmeyecektir.

Bu listeyi daha da uzatabilirsiniz. Ancak unutmayın ki; sosyalleştirilmeyen köpekler insanlara ve diğer hayvanlara karşı saldırgan ve güvenilmez olacaktır.

Tuvalet Eğitimi

Tuvalet eğitiminde bütün mesele şartlandırmadır. Bunun için ödüllendirme yöntemini kullanabilirsiniz. Eğitim için öncelikle köpeğinizin çiş ve kaka yapacağı yeri belirleyin. Bu amaçla seçtiğiniz yerin fazla ayak altı olmamasına ve yemek ile su kabından uzak olmasına dikkat edin. Daha sonra seçtiğiniz yeri gazete kağıtları ile kaplayın. Köpeğinizin çiş ve kaka zamanları genel olarak yemek sonrası, oyun sırasında, uykudan kalktıktan sonra veya su içtikten sonradır. Bu zamanları takip ederek onun çiş ve kaka için etrafı koklayıp kendi etrafında sık sık dönmeye başladığını gördüğünüzde alıp onun için seçtiğiniz yere götürün ve başında bekleyin. Seçtiğiniz yere çiş ve kakasını yaptığında severek ödülünü verin.(Köpek çikolatası veya bisküvisi gibi).

Sizin istemediğiniz bir yere yaptığında sert ve otoriter bir sesle azarlayın ancak daha aşırı tepki göstermeyin. Sizi anlayacağından kesinlikle emin olabilirsiniz. Unutmamanız gereken bir şey de onun çok küçük olduğu ve çişini ya da kakasını uzun zaman tutamayacağıdır. Bu nedenle çiş ve kaka için ayrılan yere yetişemeyebilir. İkinci önemli nokta ise öğrendiğini yaşının küçüklüğünden dolayı çok çabuk unutur. Öğrendiklerini pekiştirebilmek için en az 15 gün eğitimi aksatmadan devam ettirin.

EĞİTİM KOLAY OLSUN DİYE YEMEK, SU VERMEMEK VEYA ÇİŞ KAKA YAPMASI GEREKEN YERE KAPATMAK GİBİ SAĞLIKSIZ YÖNTEMLERE KESİNLİKLE BAŞ VURMAYIN...

Veteriner Hekime İlk Ziyaret


Köpeğinizi aldığınız gün yada ertesi günü veteriner hekiminize götürüp genel bir kontrolden geçirmeniz onun sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır. Bilindiği gibi yavrularda bağışıklık sistemi tam olarak gelişmediğinden hastalığa yakalanma riskleri fazladır. Bu hastalıkların bazıları ölümcüldür. Zamanında yapılacak bir kontrol böyle bir hastalığa yakalanmış yavrunun yaşama şansını artıracaktır.

Veteriner hekiminiz köpeğinizin kulaklarını, gözlerini, burnunu, ağzını, dişlerini, derisini ve ateşini kontrol edecek ve herhangi bir sorun olup olmadığına bakacaktır. Ayrıca ciğerlerini ve kalbini dinleyecektir. Kemik gelişimi, vücut büyüklüğü, kilosunun uygun olup olmadığı, hangi mamayı yemesi gerektiği, beslenme düzeni ve yemesi gereken mama miktarı gibi konularda sizi bilgilendirecektir. Diğer ihtiyaçlarınız (mama kabı, oyuncak, fırça) konusunda da size yol gösterecektir.

Önemli olan diğer bir nokta da parazit varlığıdır. Yavrularda parazit varlığı ciddi sorunlara yol açabilir. Kancalı ve şerit parazitler gibi birkaç bağırsak paraziti türü yavrunuzun bedeninden beslenir. Bu parazitler anneden yavruya geçebildiği gibi kaldıkları ortamlardaki hijyen koşullarının kötü olması sonucunda da yavruya geçebilirler. Karın bölgesinde şişlik, ağız kokusu, kötü kokulu gaz çıkarma, kaşıntı, ishal ve ateş gibi belirtilere neden olurlar. Bu nedenle yavrunun dışkısı mikroskobik bir incelemeye tabi tutulmalıdır. Dışkısından alınan küçük bir parçanın incelenmesi sonucunda parazit varlığı tespit edilirse gerekli tedavi düzenlenmeli ve bu parazitlerin daha erken yaştaki yavrunun gelişiminde meydana getirebilecekleri olumsuz etkiler ortadan kaldırılmalıdır. Bu nedenle yavrunun dışkısı formu, kıvamı ve kokusu gibi özellikler yönünden incelenmeli ve dışkıda değişiklik görülünce veterinere hekime başvurulmalıdır.

Yavru köpeğiniz ile birlikte yaşamaya başladığınız ilk günlerde davranışlarını, etrafına karşı ilgisini, oyunculuğunu, yemeğini yiyip yemediğini, sağlık durumunda bir değişiklik (ishal, kusma) olup olmadığını dikkatli bir şekilde gözlemlemelisiniz. Çünkü bazı hastalıklar belirtilerini hemen göstermeyebilir. Bu tip hastalıkların ilk kontrolde ( eğer bir semptom görülmüyorsa ) tespiti zordur ve veteriner hekiminiz tarafından tespit edilemeyebilir. Bu yüzden yavru köpeğinizi iyi gözlemlemeli ve durumunda oluşabilecek değişikliklerde veteriner hekiminize başvurmalısınız.

Notlar


Yüksek sesler, kalabalık ve çocukların onu sevmek için yakalamaya çalışmaları gibi faktörler ilk günlerde köpeğinizin korkmasına neden olabilir.

Köpeğinize evde sıcak ve hava cereyanından uzak bir yaşam alanı sağlayınız. Köpeğiniz bu alanı uyumak ve dinlenmek için kullanacak ve burada kendini güvende hissedecektir. Bu alan bir kapısı olan kapalı bir kutu ya da yuva olabilir. Bunun dışında yere koyacağınız onun boyutlarına uygun bir yatak ya da sepet de olabilir.

Yavru bir köpek günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Hatta bazen deyim yerindeyse "ölü gibi uyur". Çünkü uyku da yavru için büyük bir gereksinimdir. Bazen köpek sahipleri bu durumdan telaşlanıp köpeğinin hasta olduğunu zanneder. Ancak endişe etmeyin. Bu durum çok normaldir.

Köpeğinizi yerinden zorla çıkarmaya çalışmayın. Eğer orada durmak istiyorsa bırakın kalsın. Kendi istediği zaman zaten çıkacaktır. Çocukların onu orada sıkıştırmasına ve kızdırmasına izin vermeyin.

İlk günlerde bütün evi kullanmasına izin vermeyin. Hem ortama yabancı olduğundan hem de ev ona başlangıçta büyük bir alan geleceğinden korkacaktır. Aynı zamanda bu olay tuvalet eğitimi açısından da yanlış bir davranıştır. Köpeğinize evinizi sizin gözetiminiz altında yavaş yavaş tanıtmalısınız. Kullanmasını istemediğiniz alanları (yatak odanız, mutfak) ona öğretmelisiniz.

Evde yanlış bir davranış yaptığında biri ona kızdıysa, diğer bir kişi gidip onu sevmemeli ve onla ilgilenmemelidir. Çünkü bu davranış köpeğinizin gelecekte kızan kişinin sözünü dinlememesine ve şımarmasına neden olacaktır. Şımarık bir köpek söz dinlemez ve kendi kafasına buyruk yaşar. Böyle bir şeyle karşılaşmak istemiyorsanız daha ilk günlerden tedbirinizi almalı, köpeğinize ondan üstün olduğunuzu, onun sahibi olduğunuzu ve sözünüzü dinlemesi gerektiğini hissettirmelisiniz.
Neophyte Şu An Çevrim Dışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Yavru Köpekler İçin İdeal Ortam


Yavrular için anneleri; ısıtma, nem, bakım, güven ve süt sağlamanın yanı sıra kan dolaşımı ve boşaltım sistemi için de yalayarak uyarım sağlar. Yavrular sütten kesilmiş olsalar bile iki aylıktan önce annelerinden ayrılmamalıdır. Annelerinden ayrılmak zorunda kalan yavrular için öncelikle temiz, nemli, sıcak ve hava akımının olmadığı rahatça hareket edebilecekleri bir yaşama alanı sağlanmalıdır. Sert plastikten yapılmış bir kutu ile bu yaşama alanı sağlanabilir, ısınma lambayla ya da havlu sarılmış buyot (sıcak su torbası) ile yapılabilir. Annesi olmayan yavrular birbirlerinin genital organlarını, ayaklarını, kulaklarını ve kuyruklarını yalayacağı için, ilk 4 hafta boyunca birbirlerinden ayrı olarak bakılırlarsa enfeksiyon riski azaltılmış olunur. Yaşama alanındaki ısı yavruların hizasında yerleştirilmiş bir termometre ile izlenmelidir. Yavrular büyüdükçe ihtiyaç duydukları ortam ısısı azaltılabilir.

Yavrular için ideal yaşama alanı ısısı:

......Yaş.....................Isı
0 - 7 günlük.............33 0C
8 - 14 günlük............30 - 28 0C
15 - 28 günlük..........28 0C
29 - 35 günlük..........24 - 21 0C
35. günden sonra......21 0C
Neophyte Şu An Çevrim Dışı  
Beslenmede Dikkat Edilmesi Gereken Konular

Yetişkin bir köpeğin gıdasında yüksek oranda protein, karbonhidrat ve yağ bulunmasına dikkat edilmeli

Günde bir ya da iki öğün beslenmeli

Temiz su sürekli bulundurulmalı

Aktivitelerden hemen önce ve sonra yemek vermemeli

Özel faaliyetleri olan bir köpekse (koşucu, polis köpeği, av köpeği vb.) uygun diyetler hazırlanmalı ve gerekli takviyeler yapılmalı. Bu amaçla yoğun aktivite sırasında vücudu gerek duyacağı oksijen ve demir ihtiyacını karşılanmak amacı ile uygun oranlarda E vitamini ve Selenyum gibi elementlerin takviyesi faydalıdır.

Kalsiyum ve fosfor oranının dengeli olmasına dikkat edilmelidir. Aşırı ve oransız kalsiyumun kireçlenmelere neden olabileceği unutulmamalıdır.

Irkına özgün erişkin ağırlığının korunmasına dikkat etmeli aşırı kilo alması veya aşırı zayıflaması önlenmeli

Sindirilebilirliği yüksek gıdalar tercih edilmeli

Selülozun gıdasında yeterli bulunmasını sağlamalıdır. Böylece bağırsakların rahat çalışması sağlanacağı için sindirim sistemi hızı artırılmış olacaktır. Ayrıca selüloz doygunluğu artıracağından gıdasında yeterli oranda bulunması faydalı olacaktır.

Gıdasında yeterli düzeyde vitamin ve mineraller bulundurulmalıdır.

Köpeklerin sindirim sisteminin laktozu (süt şekeri) sindiremediği dikkate alınmalı ve gıdasında bulundurulmamalıdır.

Gıda değişimi yapmanız gerektiğinde değişimi ani olarak değil yavaş ve günlük artırımlar şeklinde yapmanız sindirim sisteminin adaptasyonu için önemlidir.

Günümüzde yetişkin köpekler için profesyonel mama firmaları tarafından köpeğinizin ırkına özgün boyutları üç ana sınıfa ayrılarak tüm gereksinimi olan temel besin maddelerini yeterli ve uygun oranlarda içeren pek çok mama bulunmaktadır. Bu amaçla ;
Küçük ırk yetişkin köpek mamaları
Orta ırk yetişkin köpek mamaları
Büyük ırk yetişkin köpek mamaları bulunmaktadır.
Yüksek aktiviteye sahip yetişkin köpekler için "performans"
Alerjik yapıda ki köpekler için "lamb & rice"
Metabolik hastalığı olan köpekler için de çeşitli "prescription" mamalar bulunmaktadır.

Ev Yemeği İle Profesyonel Hazır Mamalar Arasındaki Farklar

Profesyonel mamalar köpeklerin yaş durumları, boyutları, vitamin ve mineral ihtiyaçları, sağlık durumları, protein ve lif ihtiyaçları detaylı bir şekilde gözetilerek yapılmışlardır. Dolayısı ile böyle bir gıda ile beslenen köpekler sağlıklı ve dengeli bir şekilde gelişerek cinsinin tüm özelliklerini gösterebilmektedirler.
Ev yemeklerinde ise bu dengeyi sağlamak oldukça zordur ve tüm kurallara uyularak hazırlanmak istenirse oldukça pahalı ve zahmetlidir. Diyelim ki tüm bunları sağladınız ve ev yemeği verdiniz. O zaman da sindirim sistemi problemleriyle uğraşmak zorunda kalabilirsiniz. Yani bir gün ishal olabilirken bir günde kabız olabilir.

Köpeğinize;
Kesinlikle sakatat vermeyin.
Fazla yağlı yiyeceklerden uzak tutun.
Baharatlı gıdalar vermeyin.
Doktorunuzdan hangi proteinleri (kırmızı et, beyaz et, balık) kullanabileceğinizi öğrenin. Çünkü bu köpeğinizin sağlık durumuna göre değişebilir.
Gıdasındaki tuz oranını yine onun sağlık durumuna göre ayarlayın. Örneğin, böbreklerinde bir rahatsızlık söz konusu ise bu çok önemli bir faktör olabilir.
Gıdadaki protein ve lif oranı dengesini koruyun. Bu sağlıklı bir sindirim için çok önemlidir.
İshal ya da kabız olduğunda doktorunuzla konuşarak diyetini tekrar düzenleyin
Aşılar


Aşılama Öncesi Dikkat Edilmesi Gereken Konular

Aşılar sağlıklı olan köpeklere uygulanmalıdır.

İç ve dış paraziti bulunan köpeklere aşı uygulanmamalıdır. Aşılanacak hayvanlar parazitlerden arındırılmış olmalıdır.

Aşılanacak yavru ve yetişkin köpeklerin vücut sıcaklığı normal (38-39.5 °C) sınırlar içinde olmalıdır.Ateşin yüksek olması vücutta bir enfeksiyon olduğunun göstergesidir. Böyle durumlarda öncelikle ateşin (enfeksiyonun) nedeni bulunmalı, tedavi edilmeli ve daha sonra aşılamalara başlanmalıdır.

Aşılanacak hayvanlara en az bir hafta öncesinden kortikosteroid (kortizon) türü ilaçlardan biri yapılmamış olmalıdır.

Eğer köpeğin devam eden bir tedavisi var ise tedavi bitimi ve bir süre sonrasına kadar aşıları ertelenebilir. Bu veteriner hekiminizin karar vereceği bir konudur.

Hamile köpeklere aşı uygulanmamalıdır Bu dönemdeki aşı uygulamaları köpeğinize ekstra stres yüklenmesine neden olacaktır.

İster yavru, ister yetişkin olsun aşılamadan 2 gün önce ve 2 gün sonrasında yıkama yapılmamalıdır.

Köpeğinizin aşı programı, sağlık durumu göz önüne alınarak veteriner hekiminiz tarafından en uygun şekilde hazırlanacaktır. Aşılama için veteriner hekiminizin uygun gördüğü programı aksatmadan ve tarihlerine uyarak yerine getirmeniz yavrunuzun sağlığı açısından önemlidir . Bir iki günlük gecikmeler köpeğinizin sağlığını çok etkilemeyebilir fakat daha uzun zamanlı gecikmelerin risk faktörlerini arttıracağı unutulmamalıdır.

Köpek Karma Aşısı

Karma aşılar DHPPI, DHPPI+L, DP, CPV/CV gibi değişik formlarda ve içeriklerde hazırlanmış olup, veteriner hekimler tarafından kullanılmaktadır. Bu harfler, aşının köpeğinizi bağışık kıldığı hastalıkların baş harflerini göstermektedir. Bu hastalıklar özellikle küçük yaştaki yavrular için riskli olan hastalıklardır. Yavrunuzun sağlık durumuna göre bu aşılardan en uygun olanı veteriner hekiminiz tarafından uygulanacaktır.

Bir hayvanın bir defada birkaç hastalığa karşı bağışık kılınması, genellikle uygulanan elverişli bir yöntemdir. İçinde birkaç hastalığa karşı bağışıklık oluşturacak maddeleri içeren aşılar bir tek doz halinde verildiklerinde, hepsine karşı arzulanan direnci oluşturacak bir tepki meydana getirirler. Karma aşılar, köpeğinizi Gençlik hastalığı (Distemper), Hepatit, Parainfluenza, Adenovirus tip 1 ve tip 2, Parvovirus, Coronavirus gibi viral ve Leptospirosis gibi bakteriyel hastalıklara karşı koruyacaktır. Bu hastalıklar yavru için ölümcül olabilir, fakat uygun bir aşı programı ile kolaylıkla engellenebilirler.

Köpek Gençlik Hastalığı (Distemper)
Köpekler başta olmak üzere çoğu etçilleri etkileyen, hızlı bir gelişim devresi ve seyir seyreden, solunum sisteminde, sindirim sisteminde ve sinir sisteminde bozukluklar oluşturan çok bulaşıcı viral bir hastalıktır. Köpek viral hastalıkları arasında en yüksek ölüm oranına (kuduz hariç) sahip olanıdır. Hastalık genellikle 3-12 aylık köpeklerde görülür ve yüksek ateşle seyreder. Ancak 3- 6 aylık genç hayvanlarda görülme olasılığı daha fazladır. Çok düşük bir olasılık da olsa 1 yaşın üzerindeki köpeklerde de görülebilir.

Köpek Karaciğer Hastalığı (Enfeksiyöz Canine Hepatitis)
Köpek Adenovirusu tip-1 tarafından oluşturulan, başta karaciğer olmak üzere sindirim sistemi, solunum sistemi ve sinir sistemini etkileyen, ateş, kanama ve pıhtılaşma bozuklukları ile karakterize, bulaşıcı ve ölümcül viral bir hastalıktır.

Kanlı İshal Hastalığı (Parvoviral Enteritis)
Köpeklerde hızlı gelişen, kusma, ishal, dışkıda kan görülmesi ve ani ölümle karakterize bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Yavru köpeklerde (4 - 8 hafta) kalp kaslarındaki yangıya bağlı olarak kalp yetmezliklerine, gençlerde (2 - 12 ay) kanamalı mide-barsak rahatsızlıklarına neden olan bir hastalıktır.

Leptospirosiz
Hızlı bir şekilde gelişebildiği gibi kronik olarak da seyredebilen, bir çok memeli hayvan türünü etkileyen, hemoglobinuri (eritrositlerin parçalanmasına bağlı olarak idrarda kan görülmesi), kanlı ishal, sarılık ve böbrek bozukluğu oluşturan, bulaşıcı bakteriyel bir hastalıktır. Erken dönemde teşhis ve tedavi edilmezse köpekler için öldürücüdür.

Parainfluenza
Bir çok köpeğin bir arada bulunduğu kapalı mahallerde ortaya çıkan ve farklı etkenler tarafından üst solunum yollarında enfeksiyona neden olan bir hastalıktır. Kendini kuru ve inatçı bir öksürükle belli eder.

Adından da anlaşılabileceği gibi karma aşı, yukarda saydığımız hastalıklara karşı bağışıklık oluşturan maddeleri içermektedir. Hastalıklara karşı verilen bağışıklık sürelerinin yavrunun anneden aldığı maternal antikor seviyesine bağlı olarak değişiklikler gösterebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle karma aşı uygulamasına yavru 6 - 7 haftalık olduğunda başlanmalı, aşı 3 - 4 haftalık aralıklarla yavru 15 - 20 haftalık yaşa ulaşıncaya kadar tekrarlanmalıdır. Bu programla yavruların yaklaşık % 95inde güvenli bir bağışıklık oluşturulabilmektedir. Karma aşı yıllık olarak tekrar edilir.

Kuduz Aşısı

Kuduz; merkezi sinir sistemine saldıran, hızlı gelişim gösteren, bilinç kaybı, huzursuzluk, salya akıntısı, yutkunma güçlüğü ve çeşitli felçlerle karakterize, ölümle sonuçlanan viral bir hastalıktır. İnsan dahil olmak üzere tüm sıcakkanlı canlılarda görülebilir. Hastalık; kuduz bir hayvanın sağlıklıları ısırması ve salyasında bulunan kuduz virusunu ısırma sonucu meydana gelen açık yaraya nakletmesi ile bulaşır. Ancak virus salyaya zaman zaman geldiğinden dolayı her ısırılan hayvan kudurmaz. Bu nedenle her ısıran hayvana da kuduz gözüyle bakılmamalıdır. Kuduzun tedavisi yoktur ve aşılama tek engelleyici faktördür. Günümüzde kuduz hastalığı, etkili bir aşı programı ile büyük oranda kontrol altına alınmıştır.

Yavru köpeklere ilk kuduz aşısı 3 aylık yaşta uygulanmalı ve her yıl periyodik olarak tekrar edilmelidir.

Bronchine Aşısı

Bu aşı köpek boğmacası olarak adlandırılan Kennel Cough hastalığına karşı yapılır. Kennel Cough; her yaştaki köpeklerde görülebilen, üst solunum yollarında enfeksiyon oluşturan, kronik bir öksürükle karakterize, bakteriyel, bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık etkeni Bordatella bronchisepticadır. Hastalık yavru köpeklerde ölümcül olabilir. Daha yaşlı hayvanlarda ise kronik bronşitis şeklinde ortaya çıkar. Bu hastalığın hayvan hastahanelerindeki, köpek çiftliklerindeki ve barınaklardaki köpekler arasında hızla yayıldığı belirlenmiştir. Bu hastalığa karşı ilk aşılama yavru 6 - 8 haftalıkken yapılır. Bundan sonra yılda bir kez aşı yapılması yeterlidir.

Coronaviral Enteritis Aşısı

İştahsızlık, kanlı-mukuslu ishal, kusma ve beyindeki bozukluklardan kaynaklı depresyonla karakterize bulaşıcı bir hastalıktır. Ayrıca köpeğin, parvo virüse karşı olan direncini de düşürmektedir.

Lyme Aşısı

Hastalığın etkeni Borrelia burgdorferi isimli bakteridir. (Spiroket) Lyme hastalığı insanlara da bulaşabilen bir hastalıktır. Etken Ixodes cinsi keneler aracılığı ile yayılır. Enfekte olmuş yani etkeni taşıyan ara konakçı kenelerin diğer bir hayvandan kan emişi sırasında bulaştırması ile taşınır. Direkt olarak hayvandan hayvana geçiş söz konusu değildir.

Tüm evcil hayvanlarda görülebilir ancak sıklıkla köpeklerde görülmektedir.Özellikle ateş ve eklemlerde ağrı şikayeti ile başlayan hastalık polyartritis ile kendini belli eder. Hastalık vücudun bir çok sisteminde etkin olmaktadır.Bu nedenle iştahsızlık, bitkinlik, kilo kaybı, depresyon ve lenfadenopati de görülebilen belirtiler arasındadır. Kenelerin köpeğin üzerinde kalma süresinin uzunluğu hastalık etkeninin bulaşma riskini aynı oranda artırır.

Hastalıktan korunmak için kene mücadelesi şarttır. Bu amaçla antiparaziter damla, kene&pire tasması kullanılabilir. Lyme hastalığından korunmak için en etkin yöntem aşılamadır. İlk uygulamadan 2 - 3 hafta sonra uygulanan ikinci doz gerekli bağışıklığı sağlamak için yeterli olacaktır. Daha sonra yılda bir kez uygulanan tekrarlarla korunmanın idamesi sağlanmaktadır. 9 haftalıktan itibaren aşılamaya başlanılabilir.

Kist Aşısı

Genellikle kist aşısı diye bilinen bu uygulama aslında bir antiparaziter ilaçlamadır. Bu uygulama iç parazitlerden (dahili parazitler) kaynaklanan enfestasyonların engellenmesine ve sağaltımına yöneliktir. Halkalı (tenya), kancalı parazitler ve şeritler bu iç parazitlere örnektir.

Bu uygulama hayvan sağlığı açısından olduğu gibi insan sağlığı açısından da önemlidir. Bilindiği gibi köpekler tüy döken canlılardır. Dökülen tüylerin üzerine bulaşmış parazit yumurtaları, özellikle de Echinococ yumurtaları, insan sağlığı açısından önemlidir. Bu parazit köpeklerin ince bağırsağında yaşar ve yumurtalarını dışkıyla dış ortama çıkarır. Bulaşma, parazite karşı aşılanmamış köpeklerin, tüylerine bulaşan yumurtaların veya enfekte hayvanın dışkısıyla kontamine olmuş yiyeceklerin (marul, maydanoz), insanlar tarafından herhangi bir şekilde ağız yoluyla alınması sonucu olur. Echinococ yumurtalarının ağız yoluyla alınması sonucunda da insanlarda hidatik kist şekillenir. Kistler karaciğer, böbrek, kalp, pankreas, beyin ve göz gibi organlara yerleşir ve yerleştiği organlarda işlevsel bozukluklara neden olurlar. İlerlemiş olaylarda kistin patlaması ölüme neden olabilir.

Bu türden problemlerin önlenebilmesi için köpekler parazitlere karşı düzenli olarak ilaçlanmalıdır. Kist aşısı, köpeğin yaşadığı ortam, dışarıya çıkıp çıkmaması, hastalığa yakalanma riski gibi faktörler göz önüne alınarak 2 - 3 aylık aralıklarla tekrarlanır. Parazitin çok yoğun olduğu bölgelerde uygulama sıklığı daha da artırılabilir.

Kist aşısının enjektabl (iğne) formu yağlı bir eriyik olduğundan dolayı yakıcıdır. Bu nedenle yapıldığı yerde ağrı oluşabilir. İlacın kiloya göre uygulanması nedeniyle, 20-30 kgın üzerindeki köpeklerde uygulanacak olan ilaç miktarı da artacağından, yakıcı etkisi de doğal olarak daha fazla olacaktır. Böyle büyük ırklarda kist aşısının ağızdan verilen tablet formu tercih edilmelidir. Tablet formu ayrıca askaritlere ve kıl kurtlarına karşı da etkilidir. Tabletleri köpeğinize aç karnına (yemeklerden 3 - 4 saat sonra ya da 1 - 2 saat önce) vermelisiniz. Tabletler, bir parça sevdiği bir yiyecek (peynir, köfte) içersinde veya toz haline getirilip yiyeceklerine karıştırılarak verilebileceği gibi, doğrudan dilinin arkasına konularak da yutturulabilir. Kusmamasına dikkat etmelisiniz. Tabletleri yutturduktan sonra 1 saat içinde meydana gelecek kusmalar ilacın yeterli etki göstermesini engelleyecektir. Tablet yutmakta zorluk çıkaran 30 kg.ın üzerindeki köpeklerde yapılacak ilaç miktarı iki enjektöre bölünmeli ve iki taraftan ayrı ayrı yapılmalıdır.
Neophyte Şu An Çevrim Dışı  
 
Bugün 7 ziyaretçikişi burdaydı!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol